İki genç adam, yirmili yaşlarının başlarında, kendilerini seks bebeklerinin dünyasını keşfetmeye karar verdikleri bir kavşakta bulurlar. Sadece herhangi bir bebek değil, benzersiz ve yoğun bir deneyim vaat eden hayat şeklindeki iki seks oyuncağıdırlar. Onları çözdükleri anda büyülenirler, merakları tahrik edici hale gelir. Yeni oyuncakları, elleri ve ağızları ile sırayla birbirlerini keşfederler. Sahne, bu yeni araçları kullanmanın iplerini öğrendikçe, ilk kez yapılan deney ve ham tutkunun bir karışımıdır. Aksiyon, bebeklerden birini paylaşmaya karar verdikçe yoğunlaşır, sırayla emerler, dudakları ve dilleri senkronize çalışır. Sahna, hem nefessiz hem de tatmin olmuş seks bebekleri dünyasına ilk girişleri, paylaşılan bir sürümle sona erer.